SARHOŞ TANRIÇA

 

Günlük, ilham perilerim tatile gidip geri dönmediği için yazamadım. Kelimer,ilham perisi, esin gelmeden, yazmaya zorlayınca akmıyor. Tinker Bell, geceyarısı ziyaret etmek isteyince klavyenin başına oturup yazmak çıktı kuradan.

"Beklenti neşeyi düşürür."  Yazımın ana esin kaynağı bu cümle! Kendi sözlerimle beni bel altından vuran sevgili bir can arkadaş. Tanrıça olmak birde sarhoş olmak, dünyasal alışkanlıklarını henüz bırakamamış bana iki beden büyük geliyor. Sarhoş Tanrıça olunca kelimeler hop diye dökülüveriyor iki dudağımın  arasından. Sevgili can arkadaş haklı bel altına vurup  bana laf sokmakta ! Ancak hayat kısasa kısas yapmak mıdır? Ben Dünyalı sarhoş Tanrıça isem sen de entelletüelsin! Ben hissettim sende hisset. Elime fırsat geçmişken "akrep gibi sokarım seni" mi olmalıdır arkadaşlık mottomuz. Bu  hikayede gerçek niyet bana laf sokmak değildi tabi ki( saf tarafımdan bakıyor olma ihtimalini cepte tutalım).Farkındalığına getir dikkatini mesajını veriyordu üstü kapalı olarak. Benim algım bu  yönde. Niyet bambaşka da olabilir elbette :) Niyet farklıysa ;laf soktuğu için  beni değil karşı tarafı anlatmamız, alt duygularını okuyucuya sunmamız gerekir di mi? Konumuz alacaklı olmadığı için kendi borç hanemdekileri yazmaya paylaşmaya devam edeyim... Tam pembe dizi tadında oluyor :)

Efil efil esen gürleyen kadın, Tanrıça, neden birden ürkek bir kedi yavrusu gibi oluyor gece birlikte kalmaya gelince mevzu?  Tekila mıdır sebebi ? Bilinçaltında yerleşik duran kırılganlık, güvensizlik midir? Yoksa kimsenin bilmediği bambaşka bir neden mi vardır?  

Neden? Sorunun açık ve net cevabı : "sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer" gibi gelsede aslında değil. Sütün ağız yakması mevzu olmaz, aynı sütten on kere içip akıllanmamışlığım var benim:) Net cevabı burada seninle şimdilik paylaşmayacak olsam da başka bir yazıda paylaşacağım iki satır arasında...

Bu gecelik benden bu kadar...

Xo

Nesliji