SAHTE KALABALIK

Merhaba Sevgili Günlük, 

Yine bir gün sen ben baş başa dertleşirken  kelimeler çağlayan gibi dökülüvermiş; kiminin yüreğine dokunmuş, kiminin egosuna...Herkes kendi algısı, kabı kadar alacağı almış, üstüne alınmış, kendi kendine gelin güvey olmuş:) İnsanlar böyle iste ,Günlük, her şeyi kednileriyle ilgili zannediyorlar halbu ki hiç birşey onlarla ilgili değil. Her şey gözlemlerimle ve bende karşılık bulduğu haliyle ilgili. Yazılan,çizilen söylenen her söz benim duygu dünyamın, zihnimin bir yansıması. Gözlemleyende gözlemlenen de benim oysa ki. Kendi üzerine alıp yazdıklarını kaç arkadaşım, eski sevgilim kaç kere beni sosyal medya hesaplarından sildi bir bilsen :) "Yazdıklarını bana yazıyorsun" Hee sana yazıyorum ; işi gücü bıraktım sosyal medyadan belki anlarsın diye sana laf çakıyorum :) Deli miyim ben? Direk yüzüne söylemek gibi bir kestirme yol var iken niye kulağımı tersten göstereyim dimi? Lafı uzatmayı,dolandırmayı  sevmez bir ruh hali içinde girdim yıllar yılı. Yalan duymaktansa "gerçekle" yaşamayı deneyimlemek daha kolayıma gidiyor...Gerçeğin üzüntüsüne şimdiki zamanda alışmak, bir yalanı ömür boyu yaşamaktan daha kolay. Gerçeği konuşmak, yazmak; özellikle söz konusu hisler olduğunda insanlara hep zor geliyor. Halbu ki kendimizi kandırdığımız her durumun bedelini uzun vadede pahalı ödüyoruz. Zihnimizin kalabalık koriorlarında oradan oraya dolanarak gerçeğimizden kaçıyoruz.

Bedeli olan bir gerçeği yalana tercih etmek gerekiyor belkide... Son günlerde tüm kişisel gelişimcilerin dilinde " kendi gerçeğini keşfet" masalı var; bültenler gönderiliyor mektuplar yazılıyor. Sormak istiyorum keşf ettiğiniz gerçek ve yaşadığınız gerçek kendi gerçeğiniz mi ? Yoksa danışanları, okuyucaları aldatmak adına yüzünüze taktığınız sipiritüel maske mi? O maske o kadar yerleşiyor ki gerçek oluyor :) Sahte ile gerçeğin ince bir ayrımı olduğu " sipiritüel ego "batağında dolanıyoruz bir çoğumuz. 

Osho der ki: "Sahte benliğin var olabilmesi için kalabalık şarttır.Yalnız kaldığın anda, çıldırmaya başlarsın.Meditsayonun biraz olsun anlaşılması gereken yer budur. Endişelenme çünkü ortadan kaybolabilecek olan, ortadan kaybolmayı hak etmiştir. Ona tutunmak anlamsızdır: O senin değildir, o sen değildir. Sen, sahte olana gittiği ve yeni, masum kirlenmemiş varlık onun yerini aldığı zaman var olansın."

Kalabalık sosyal hayatımızdan, kalabalık soframızdan, kalabalık zihnimizden uzaklaştığımızda, kendimize doğru bir yolculuğa başladığımızda varoluşumuzun özüyle temas ederiz. Maskeyi bırakacağımız yer işte tam orasıdır. Kendi gerçeğinizi yaşamaya ancak kendinizi sessizliğe ve eyleme davet ederek ulaşabilirsiniz.

Sevgimle 

Neslihan