RÜYA
Sevgili Günlük,
Kısa metraj festival filmi tadında rüya gördüğüm sabahın ilerleyenrÜerce oturup sohbetine doyamadığım çok sevilen birini gördüm...
Rüyamda bana" kendini bırak" diyordu. Kendime uzun zamandır sordıüum yanıtından kaçındığım bir sorunun cevabı niteliğindeydi bu cümle... Kendimi tam anlamıyla bırakıyor muyum? Kendimi bırakırsam en kötü ne olur? Bu soruları soruyorum; çünkü bir noktada kendimi tam anlamıyla bırakmadığımı farkındayım. Gerek inançlardan, gerek önyargılardan, gerekse acıyan canımdan bırakamıyorum....Dün gecede uykudan önce meditasyonunda bu şifalı günlerden geçerken "tam bırakma hali" ne geçmeye,arınmaya,hafiflemeye niyet etmişken; rüyamda sevgili bana mesaj verdi: "kendini bırak" diye...
Rüyayla gelen mesaj gönlümde tam karşılığını buldu; kendini bırakma hali sisteme tam güvenme haliyle birlikte elele yürür. İçimde şüphe olduğunda kendimizi tam anlamıyla bırakamıyorum. Şüpheyi denklemden çıkarınca teslimiyet ve bırakma hali üzerime fit oturan bir elbise gibi olur. Acı çekmekten çekindiğim için şüphe duyar, gönlümü kapatırım. Acı çekmek istemiyorsam sevinç duyma halinden de feragat etmem gerekir.
Bir Vietnam şiiri bu durumu çok güzel ifade eder :
İnsanlar hiç durmadan acılarından ve sevinçlerinden bahseder.
Fakat acı ve sevinilecek şey nedir?
Duygusal zevkten gelen sevinç her zaman acıya yöneltir,
ve Yol'u uygularken acı çekmek her zaman sevinç getirir.
Sevincin olduğu yerde acı vardır.
Hiç ıstırabınızın olmamasını istiyorsanız hiç sevincin olmamasını kabul etmelisiniz.
Acı ve sevinç birlikte olduğu gibi, tutma ve bırakma halide birliktedir. Bırabilmek için önce insan ne tuttuğunu farkında olmalıdır...Rüyalarla gelen mesaj gerçektir; tutulan bir şey olduğunun ve bırakılması gerektiğinin çağrısıdır. İster rüyandan gelsin çağrı ister yanıbaşımda ki komşudan bırakıyorum tüm geride bırakmam gerekenleri. Çağrıya cevap vermek yürek ister!
Sevgimle
Neslihan