KONUŞ(MA)

Toplum olarak çok konuşmayı, gürültülü konuşmayı,yalan yalnış sığ bilgilerle herbokolog modu açık konuşmayı çok seviyoruz. Sesimiz en uzaktakine bile ulaşsın peşindeyiz. Hang ihtiyacımızdan çok konuşuyoruz? Her topluluğun her masanın bir "tek adamı" sazı eline alıp konuşanı var ancak doğru konuşanı yok! 

Nedir Doğru Konuşma? 

Doğru konuşmanın klasik tanımı şöyledir: Doğru konuşmak. Birşey yeşilse yeşil deriz, pembe değil. Parça parça konuşmayız. Birine birşey söylerken başkasına bir şey söylemeyiz. Kaba konuşmayız. Bağırmayız, iftira temeyiz, küfretmeyiz, ıstırabı körüklemeyiz veya nefret yaratmayız.Başkalarını incitmek istemeyen iyi kalpli insanların  bile bazen ağızdan zehirli kelimeler dökülebilir. Sözlerimiz çok güçlüdür. İnsanlarda karmaşa yaratabilir.Söz gücün kendisidir, niyettir, işte bu yüzden hangi dili konuşursak konuşalım niyetimiz sözcükler aracılığıyla ortaya çıkar. Söz verdiğiniz mesaja dairdir,sadece çevrenizdeki her şey ve herkes değil, kendinize verdiğiniz mesaja.Doğru Konuşma, abartmama ve süslememedir.  

Doğru Konuşma Doğru Düşünmeye dayanır. Konuşma düşüncemizin kendini yüksek sesle ifade edişidir. Tüm düşünceler yüksek sözle ifade edillmeli midir? Yoksa Doğru Dikkatin süzgecinden mi geçirilmelidir? Doğru Dikkatin olduğu alanda zihnimizin , düiüncelerimizin nereden nelip nereye gitiklerini farkındayızdır. Doğru dikkatle konuştuğmuz zaman sözlerimiz sihir mi yaratıyor zehir mi saçıyor farkında oluruz. Doğru konuşmanın temelinde iyi dinleme vardır. Nilüfer Sutrasında şefkatin gözleriyle bakıp dinlemeniz tavsiye edilir. Şefkatli dinleme şifa yaratır. Birisi bizi bu şekilde dinleyince hemen bir rahatlama hissederiz. İyi dinleme hem konuşanı hem de dinleyeni besler. Her zaman şefkat alanında olmak için dikkatle nefes alıp verme çalışması yapmalısınız. " Onu sadece içinde ne olduğunu bilmek veya ona tavsiyede bulunmak için dinlemiyorum. Onu sadece acısını hafifletmek için dinliyorum." Buna şefkatli dinleme denir. Öyle bir dinlemelisiniz ki dinlediğiniz sürece şefkat sizinle birlikte olsun. Bu sanattır. Dinlemnin yarısında kızgınlık ve öfke ortaya çıkarsa dinlemeyi sürdüremezsiniz.Öyle bir çalışmalısınız ki öfke ortaya çıktığı zaman dikkatle nefes alıp verebilmeli ve şefkati içinizde tutmayı sürdürmelisiniz. 

Bazen oylesine konuşur ve başkalarının sularını bulandırırız. Gerçeği söylerken başkalarının anlayabileceği şekilde ortaya konulmalıdır.  Zarar veren yıkan sözler  doğru Konuşma değildir. Hem şekil hem içerik bakımından konuşmanın doğru olması için "söz" söylenmeden önce düşünülmelidir. Sözler iletişimi açmalı, tıkamamalıdır. Sözümüz özenliyse kendimize sadık kalırız. Nefslerimizde, kendimizle iletişimizde meditasyonumuzda derinleştikçe kendimizi sözlere daha az kaptırırız.

Vietnam Zen Budizm okullarından birinin kurucu şöyle der : "Bana bir şey sormayın. Benim özüm sözsüz." Konuşma dikkatini uygulamak için bazen sessizlik çalışması yapmalıyız. O zaman görüşlerimizin ne olduğunu anlamak ve düşüncelerimize hangi içsel  karmaşaların neden olduğunu görmek için derinlemesine bakabiliriz. Sessizlik derinlemesine bakma zamanıdır. Sessizliğin gerçek olduğu zamanlar vardır ve buna "gürleyen sessizlik" denir.  Konfüçyüs şöyle der, "Gökler hiçbir şey söylemez." Bu aynı zamanda gökler bize çok şey söyler, fakat biz onları nasıl dinleyeceğimizi bilmeyiz, anlamına gelir. Eğer zihnimizn sessizliğinden dinlersek her kuşun şarkısıve çam ağaçlarının fısıltısı bizimle konuşur.  Sukhavati Sutrasında, rüzgarın mücevherle süslü ağaçların arasından her esişinde bir mucize olduğu söylenir. Eğer bu sesi dikkatle dinlersek  Buda'nın Dört Yüce Gerçeği ve Sekiz Katlı Yüce Yolu'u öğrettiğini duyarız. Doğru Dikkat yavaşlayıp kuşların, ağaçların, zihnimizin ve konuşmamızın her sözünü dinlememize yardım eder. Nazik bir şey  de söylesek, çok aceleyle yanıt versek söylediğimizi duyarız.

Kendimizi şefkatli dinleme ve ifade etmek başkalarını iyi ve şefkatli dinlemenin temelidir. 

KAYNAKÇA:

Buda'nın Öğretisi, Thich Nhat Hanh

Dört Antlaşma, Don Mıguel Ruiz