KABARTMA TOZU

Düşüncelerimin etrafında bir atlı karıncadaymışım gibi dönüp duruyorum. Tek işittiğim kendi sesim. Sesimi kısmak istiyorum, kısılmıyor. Kendi sesim içinde nasıl gevşeyebilirim; yazarak.Yaratıcı enerjiyi kullanarak sesimi dinlendirebilirim.Kendi sakin,karanlık derin sularımda yüzebilirim.

Kurtlarla Koşan Kadınlarda Clarissa Estes:  "Her kadının Rio Abaja Rio(nehrin altındaki nehre) girme potansiyeli vardır. Oraya derin derin meditasyon, dans, yazı, resim, ibadet, şarkı söyleme,davul çalma,etkin imgelem ya da bilincin yoğun bir şekilde değişmesini gerektiren herhangi bir faaliyet aracılığıyla ulaşılır. Kadınlarbu dünyalar -arasındaki- dünyaya, özlem duyarak ve gözünün hemen köşesinde seçebileceği bir şeyi arayarak ulaşır. Oraya derin ve yaratıcı işlerle bilinçli bir yalnızlıkla ve herhangi bir sanatla uğraşarak ulaşılır. Bu ustalıklı işlerde bile, bu tarifsiz dünyada olan biten çoğu şey bizim içn her daim esrarengiz kalır, çünkü o bizim bildiğimiz fizik yasalarını ve mantık kurallarını tanımaz." der. 

Tüm bunlar bir araya gelince kendi yaratıcı hayal dünyamda insanların içine "kabartma tozu" atıldığına dair çılgınca bir düşünceye kapıldım. Sabahtan beri kafamın içindeki kendi düşüncelerim ordan oraya zıplayıp duruyor.  Kek çırparken kaptırdım kendimi bu hayale bu hisse.  Kabartma tozu var ilişkilerimizde, kişiliklerimizde. Kek nasıl kabarıyorsa bizlerde öyle kabarıyoruz. Egomuz, çok bilmişliğimiz, her bokologluğumuz kabarıyor. İfade de kabarırken eyleme gelindiğinde kapağı açılmış fırında pişen kek gibi sönüyoruz. Kabartma tozununda, mayanında hamuru etkilemesi için verimli şartların olması gerekiyor. İnsan öyle mi tüm mayalar, kabartma tozları insan için yetersiz kalıyor. İnsanın dönüşmesi için kabartma tozuyla birlikte doğru ilgiye ve motivasyona ihtiyacı var. Motivasyon ve sabırın olduğu yerde kabartma tozu işini yapıyor. Kabartma tozuyla anlık kabaran temeli olmayan duygular, ilişkiler önce yüksek irtifada uçup sonra irtifa kaybedip hızla, paraşütün açılmasına fırsat veremeden yere çakılıyor. Yere çakılmak yerine  güvenli uçuşu seçmekte bir seçenek. İnsanın kendi üzerinde hakimiyetinin başladığı an "anlık duyguların peşindenfarkında  "sürüklenmemeyi öğrendiği andır. Kendi duygusal yeterliliğini, istikrarını ve yeterliliğini farkında olmasıdır. Çok fazla kaptırmadan, farkında yaşamanın ilk temel basamağıdır duygusal yeterlilik. Kabaran, yükselen , anlık duyguların gerçek ihtiyaçlara mı yoksa çocukluktan kalma tatmin edilmemiş ihtiyaçlara mı hizmet ettiğini farkında olmaktır. 

Kabartma tozu gibi kabaran duygulara alerjim olduğunu illa ki anlamışsınızdır :) Kişisel gelişim bataklığında kendini anlama yolculuğunda ilerlerken ister istemez bazı durumlara alerjik reaksiyon gösterebiliyorum . Tüm bu beni tetikleyen alerjen durumlar sonunda yaratıcı alanda can bulup kendi kendine terapi seanslarından biri olarak bana geri dönüyor:) 

Kabaran duygular hangi ihtiyacınıza hizmet ediyor? Sessizce çevrenize bakın hangi durumda kabarıyorsunuz?İç gözlem halinde kalın,bu duyguların sizdeki karşılığı ne ?Stres mi yaratıyor?Duygusal istikrarınızı mı bozuyor? Gerçek mi? Bedenin neresinde hissediyorsunuz? Bir rengi, tadı, kokusu var mı bu hislerin ? İçinize bakın ve açığa çıkanlara izin verin...

Kabaran duygularla barışın...

Xo 

Nesliji

Nesliji