BENİM HİKAYEM

Kadınlık ve erkeklik rolleri üzerine oturup düşündünüz mü hiç? Kişisel olarak üzerine kafa yorduğum, etrafımı ve kendimi ilişkilerimin içinde gözlemlediğim bir konu bu roller: nedir bu kadın olma rolü ile erkek olma rolü? toplum bizi kadın veya erkek olma rolleri üzerinden değil, anne olma, eş olma, adam olup eli ekmek tutma rolleri üzerinden değerlendirip, yargılıyor. Halbu ki hayata kendi seçmediğimiz beden içinde başlıyoruz.  Bu bedenin içinde doğduğumuz, büyüdüğümüz coğrafyanın bize miras olarak aktardığı inanç kalıpları ile şekilleniyor hayatımız. Bu hayat çoğunlukla yaşamak zorunda olduğumuz, aslında hiç istemediğimiz, onaylanma ve toplumunda sosyal itibar kaybetmemek uğruna yaşadığımız bir hayat oluyor. Özgürce yaşayamadığımız bir hayatın içinde bedenlerimizde tutsak olarak yaşıyoruz ve ölüyoruz. Çok azımız var ki kendi varlığı gerçekleştirmek üzere yola çıkmış, eşinden ayrılmış, yüksek gelirli işini bırakıp denizlere açılma cesaretini göstermiş, yalancı rolleri değil, kendi seçtiği rollerin içine girip çıkan. Benim hikayemde işte burada başlıyor; kazanılmış rollerinden, statüsünden vazgeçen Havva hikayelerinden biri olarak...

 Neslihan olarak içinde yaşadığım hayata tahammül edemediğimi fark edip, kendime doğru bir adım atıp ( o gün için çok cesur bir adımdı) boşanmam gerektiğine karar verdim. Boşanma sürecine girmeden önce; nefes, meditasyon ve yoga çalışmalarına başladım ;peşinden gelen bir boşanma süreci ve kaybedilmiş sosyal statü  geldi;  eş olma rolünden bekar anne rolüne geçince anladım kazanılmış roller üzerinden nasıl toplum içinde değerlendirilip, yargılandığımı: çocuğuna iyi anne ol, aman onla bunla fingirdeme, dul kadınsın imaları gerçekten kadın kimliğimi ve rollerimi sorgulamama neden oldu. Bu sorgulama kadınlığı ve rolleri yeniden keşfetme yolculuğuna çıkardı; toplumun üzerime yüklediğin beklenti ve rollerden sıyrılmam uzunca bir zamanımı aldı. Kendimi anlamam, bağ kurmam, öz bakım ihtiyaçlarımı fark etmem ve yeniden canlanmam. Şimdi  elalem ne der çukuruna bulaşmadan evrenin zamansız süprizlerini kucaklayarak kendi yolumda sessizce yürüyorum .Yolunu gürültüyle değil sessizce kendin inş edip yürüdüğünde yolculuğun ne kadar kıymetli her gelen deneyimin biricik olduğunu idrak ediyorum, şükürler olsun.

Neslihan

 

 

 

,